DASK Nedir? Zorunlu Deprem Sigortasının kapsamı nedir?
DASK Nedir?
Doğal Afet Sigortaları Kurumu, 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortası’na dair Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş olan kamu tüzel kişiliğine haiz, kar amacı gütmeyen ve sigortacılıkta “sigorta havuzu” adı verilen yapı esas alınarak düzenlenmiş bir kurumdur.
DASK’ın temel amaçları şu şekilde özetlenebilir:
- Kapsamdaki bütün konutları prim karşılığında depreme karşı sigorta güvencesi altına almak,
- Yurtiçinde risk paylaşımını sağlamak, aynı zamanda deprem hasarlarının neden olacağı mali yükü sigorta yoluyla uluslararası reasürans ve sermaye piyasalarına dağıtmak,
- Devletin depremlerden (özellikle deprem sonrası afet konutları inşasından) kaynaklanan mali yükünü azaltmak,
- Sigorta sistemini sağlıklı yapı üretiminde bir araç olarak kullanmak,
- Deprem hasarlarının karşılanmasında uzun vadeli kaynak birikimini temin etmek,
- Toplumda sigorta bilincinin gelişmesine katkıda bulunmaktır.
Zorunlu Deprem Sigortası nedir? Kapsamı nedir?
Zorunlu Deprem Sigortası, meskenlere yönelik olarak oluşturulan bir sigorta ürünüdür. Bu sigorta, teminatı Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından sunulan ancak poliçe üretimi yetkili sigorta şirketleri ve acentelerince yapılan zorunlu bir sigorta olup, depremin meskenlerde neden olduğu maddi hasarlara karşı teminat sağlamaktadır.
Zorunlu Deprem Sigortası ile;
Depremin
- Deprem sonucu yangının
- Deprem sonucu infilakın
- Deprem sonucu yer kaymasının
Sigortalı binada (temeller, ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, merdivenler, sahanlıklar, koridorlar, çatılar ve bacalarda meydana gelenler de dahil olmak üzere) doğrudan neden olacağı maddi zararlar sigorta bedeline kadar teminat altına alınmaktadır.
Zorunlu Deprem Sigortası, belediye sınırları içinde kalan meskenlere yönelik olarak oluşturulan bir sigorta sistemidir. 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına ilişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin ikinci maddesi hükmü gereğince kapsamda bulunan binalar şunlardır:
- Tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar,
- 634 sayılı kat mülkiyeti kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler,
- Bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler,
- Doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler.
Yukarıdaki koşullara uyan, kat irtifakı tesis edilmiş binalar, tapuda henüz cins tashihi yapılmamış ve tapu kütüğünde vasfı “arsa, bağ, bahçe, tarla” olarak görünen binalar, tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif evleri için de zorunlu deprem sigortası yaptırılması gerekmektedir.
Daha detaylı bilgi için: www.dask.gov.tr
Deprem Nedir?
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına “DEPREM” denir. Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.
Depremin Büyüklüğü Nedir?
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına “DEPREM” denir.
Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.
17 Ağustos 1999 Gölcük, İzmit Depremi ve Can Kayıplarının Nedenleri
17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02’de gerçekleşen, Kocaeli Gölcük merkezli deprem. 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştur.
Depremin bu kadar çok can kaybına yol açmasının sebebi olarak kaçak yapılar, standartlara uygun olmayan binalar ve daha ucuza mal etmek için malzemeden çalan müteahhitler gösterilmektedir. Depremden sonra tüm Türkiye’de geçerli olmak üzere deprem yönetmeliği çıkarılmış, zorunlu deprem sigortası gibi birtakım düzenlemeler getirilmiş olsa da, inşa edilen yeni binaların halen depreme karşı dayanıklı olarak inşa edildiklerini söylemek zordur. Bu konuda vatandaşı bilinçlendirmek, denetimleri sıkılaştırmak ve yaptırımları uygulamak için devlete büyük bir görev düşmektedir.
Kuzey Anadolu Fay Hattı Nedir?
Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biridir. KAF sistemi, Anadolu Bloğu’nun, güneyde Arap Plakası (senede 25 mm.’leri bulan hızlı sıkıştırma hareketi ile) ve kuzeyde (neredeyse hiç hareket etmeyen) Avrasya Plakası’nın arasında kalması ve bu sebeple batıya doğru açılma şeklinde hızla hareket etmesi sebebiyle yüksek sismik aktivite göstermektedir:
1939 Erzincan 7.9
1942 Niksar-Erbaa 6.9
1943 Tosya-Ladik 7.2
1944 Bolu-Gerede 7.5
1949 Karlıova 7.9
1951 Kurşunlu 6.8
1957 Bolu- Abant 6.8
1966 Varto 6.6
1967 Bolu- Mudurnu 7.0
1971 Bingöl 6.8
1992 Erzincan 6.5
1999 İzmit Depremi 7.5
1999 Bolu- Düzce Depremi 7.2
Olası İstanbul Depremi Senaryosu Nedir?
“Birinci senaryoya göre Marmara Denizi’ndeki fay İzmit-Silivri arasında kırılıyor ve bu deprem 7.5 büyüklüğünde bir deprem meydana getiriyor. Aynı senaryoya göre kırılacak fayın uzunluğu 119 km.
İkinci senaryoda Bakırköy-Mürefte-Şarköy arası kırılıyor. Kırılan fayın uzunluğu 108 km. ve depremin büyüklüğü 7.4 olarak öngörülüyor.
Üçüncü senaryo en kötüsü. Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara kolu bütünüyle kırılıyor. Kırılan fayın uzunluğu 174 km’ye ulaşırken, depremin büyüklüğü 7.7’ye ulaşıyor.
Dördüncü ve son senaryoya göre ise adaların güneyindeki Çınarcık çukurluğunda normal faylanma kırılıyor. Kırılan fayın uzunluğu 87 km ve böyle bir depremin büyüklüğü ise 6.9 olarak hesaplanıyor.
Sonuç: 17 Ağustos depreminin İstanbul’un çeşitli bölgelerinde ciddi hasarlara yol açtığını biliyoruz. 120 km uzaklıktaki deprem Avcılar’da Bağcılar’da bu kadar büyük hasara yol açabiliyorsa İstanbul’a 15 km uzaklıkta meydana gelebilecek depremin elbette yıkımları daha fazla olacaktır.”
*Not: Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Sayın Prof. Dr. Gülay Altay’ın 22 Kasım 2007’li röportajından alıntıdır.
İstanbul’daki deprem bölgeleri nasıl dağılım göstermektedir?
Aşağıdaki haritadan çok net anlaşılabileceği gibi, İstanbul’un en yoğun olduğu ilçeleri ve bölgeleri en şiddetli deprem kuşağı olan 1. Derece Deprem Bölgesi ile ikinci şiddetli deprem kuşağı olan 2. Derece Deprem Bölgesi’ne denk gelmektedir.
Türkiye’deki deprem bölgeleri nasıl dağılım göstermektedir?
Aşağıdaki haritadan çok net anlaşılabileceği gibi, ülkemiz, deprem gerçeğinin asla unutulmaması gereken ve depreme rağmen yaşamanın öğrenilmesini gerektiren bir coğrafyada bulunmaktadır.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin büyük bir bölümü, 1. derece deprem kuşağında yer alıyor ve deprem kuşağının yüzde 66’sı aktif fay hatları ile kaplı. Toprakların yüzde 96’sı, farklı oranlarda deprem tehlikesine sahip bölgeler içinde bulunuyor.
Dünyadaki deprem kuşakları nerelerdir ve Türkiye bu kuşakların neresinde kalmaktadır?
Olası İstanbul depremine karşı hazırlık ne durumda?
Ülkemizde nüfusu 1 milyonun üzerindeki 11 şehir de dahil olmak üzere, ülke nüfusunun yüzde 70’i ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’inin kurulduğu bölgeler, sürekli deprem tehlikesiyle karşı karşıya. Yalnızca 19. yüzyılda 32 deprem geçiren, ortalama her 50 yılda bir orta şiddette depremin meydana geldiği İstanbul’da, olası bir depremin maddi maliyeti çıkarıldı:
İstanbul’da, 7,5 büyüklüğünde bir depremin olması halinde, bina kayıplarının maliyetinin yaklaşık 20 milyar dolar, ekonomik kaybın ise 40-60 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. İnsani kaybın ise 150.000 kişi civarında olacağı tahmin edilmektedir.
Unutulmaması gereken bir şey var ki deprem öldürmez, yanlış yapılaşma öldürür.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na göre İstanbul’daki mevcut yapı stoğunun %85’i ruhsatsız. Bu oran İzmir’de %65, Ankara’da %45 olarak tespit edilmiş durumunda.
Ayrıca Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı Sabri Erbakan’ın 15 Ocak 2009 tarihinde yaptığı söyleşide İstanbul’da yeni bitmiş binaların bile güçlendirilmesi gerektiğine dair raporların ellerinde bulunduğunu belirtmektedir. Bu durumda halk dilinde “99 depreminden sonra yapıldı, sağlamdır” gibi söylemlerin bir dayanağının olmadığı ortaya çıkmaktadır.
Unutulmamalıdır ki, her önüne gelenin rahatlıkla inşaat yapabildiği, dolayısıyla 200.000’i geçen müteahhit sayısı ile dünya rekoru kıran, üstelik topraklarının %96’sı deprem tehlikesi yaşayan ülkemizde, depremin kendisinden ziyade yapıların deprem karşısındaki acizliği can almaktadır.
İstanbul Depremi Master Planı için tıklayınız:
http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/SubSites/IstanbulVeDeprem/Calismalarimiz/Pages/DepremMasterPlani.aspx
http://www.bayindirlik.gov.tr/turkce/dosya/deprem_master_plani_kisa.pdf